SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU SALATİ’T-TERAVİH

<< 946 >>

باب: فضل من قام رمضان.

1. Ramazan Ayında (Teravih) Namaz(ı) Kılmanın Fazileti

 

حدثنا يحيى بن بكير: حدثنا الليث، عن عقيل، عن ابن شهاب قال: أخبرني أبو سلمة: أن أبا هريرة رضي الله عنه قال:

 سمعت رسول الله صلى الله عليه وسلم يقول لرمضان: (من قامه إيمانا واحتسابا، غفر له ما تقدم من ذنبه).

 

[-2008-] Ebu Hureyre r.a.  Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Ramazan hakkında şöyle dediğini söylemiştir: "Kim (Allah'ın vaadine) inanarak ve sevabını Allah'tan umarak onda (Ramazan gecelerinde) namaz kılarsa geçmiş günahları bağışlanır".

 

 

حدثنا عبد الله بن يوسف: أخبرنا مالك، عن ابن شهاب، عن حميد بن عبد الرحمن، عن أبي هريرة رضي الله عنه: أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: (من قام رمضان إيمانا واحتسابا، غفر له ما تقدم من ذنبه).قال ابن شهاب: فتوفي رسول الله صلى الله عليه وسلم والأمر على ذلك، ثم كان الأمر على ذلك في خلافة أبي بكر، وصدرا من خلافة عمر رضي الله عنهما.

 

[-2009-] Ebu Hureyre r.a. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle dediğini söylemiştir: "Kim (Allah'ın vaadine) inanarak ve sevabını Allah'tan umarak Ramazan gecelerini ihya ederse geçmiş günahları affedilir",

 

İbn Şihab şöyle demiştir: insanlar bu halde iken Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem vefat etti. Hz. Ebu Bekir dönemi ile Hz. Ömer döneminin ilk yıllarında da durum bu şekilde devam etti.

 

 

وعن ابن شهاب، عن عروة بن الزبير، عن عبد الرحمن بن عبد القاري أنه قال:

 خرجت مع عمر بن الخطاب رضي الله عنه ليلة في رمضان إلى المسجد، فإذا الناس أوزاع متفرقون، يصلي الرجل لنفسه، ويصلي الرجل فيصلي بصلاته الرهط، فقال عمر: إني أرى لو جمعت هؤلاء على قارئ واحد لكان أمثل، ثم عزم فجمعهم على أبي بن كعب، ثم خرجت معه ليلة أخرى والناس يصلون بصلاة قارئهم، قال عمر: نعم البدعة هذه، والتي ينامون عنها أفضل من التي يقومون، يريد آخر الليل، وكان الناس يقومون أوله.

 

[-2010-] Abdurrahman İbn Abdülkari şöyle demiştir: Bir Ramazan gecesi Hz. Ömer ile birlikte mescid'e gittik. Baktık ki insanlar bölük bölük bir halde kimi kendi başına namaz kılıyor, kimilerine bir kişi namaz kıldırıyor. Bunun üzerine Hz. Ömer şöyle dedi: "Ben bunları tek bir imam'ın arkasında toplasam daha iyi olur". Sonra buna niyet edip, insanları Ubey İbn Kab'ın imamlığında topladı. Sonra bir başka gece yine Hz. Ömer'le birlikte mescid'e gittik. İnsanlar Ubey İbn Kab'ın imamlığında namaz kılıyorlardı. Hz. Ömer: "Bu ne güzel bid'at, ancak bunların uyuduğu vakitte kılmak, şu anda kıldıklarından daha faziletlidir" dedi. İnsanlar o zaman gece'nin başında teravihi kılıyorlardı.

 

 

حدثنا إسماعيل قال: حدثني مالك، عن ابن شهاب، عن عروة بن الزبير، عن عائشة رضي الله عنها، زوج النبي صلى الله عليه وسلم:

 أن رسول الله صلى الله عليه وسلم صلى، وذلك في رمضان.

 

[-2011-] Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in eşi Aişe r.anha şöyle demiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem (teravih) namazı kıldı. Bu, Ramazan ayındaydı.

 

 

حدثنا يحيى بن بكير: حدثنا الليث، عن عقيل، عن ابن شهاب: أخبرني عروة: أن عائشة رضي الله عنها أخبرته: أن رسول الله صلى الله عليه وسلم خرج ليلة من جوف الليل، فصلى في المسجد، وصلى رجال بصلاته، فأصبح الناس فتحدثوا، فاجتمع أكثر منهم فصلوا معه، فأصبح الناس فتحدثوا، فكثر أهل المسجد من الليلة الثالثة، فخرج رسول الله صلى الله عليه وسلم فصلى فصلوا بصلاته، فلما كانت الليلة الرابعة عجز المسجد عن أهله، حتى خرج لصلاة الصبح، فلما قضى الفجر أقبل على الناس، فتشهد، ثم قال: (أما بعد، فإنه لم يخف علي مكانكم، ولكني خشيت أن تفرض عليكم فتعجزوا عنها). فتوفي رسول الله صلى الله عليه وسلم والأمر على ذلك.

 

[-2012-] Aişe r.anha rivayet etmiştir: Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem bir gece ortasında çıkarak mescitte namaz kıldı. Bazı kimseler de onun namazına uyup namaz kıldılar. Ertesi gün insanlar bundan bahsettiler. İkinci gece daha çok kimse toplandı. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem namaz kıldı, insanlar da onunla birlikte namaz kıldılar. Ertesi gün yine insanlar bundan bahsettiler. Üçüncü gece mesciddekilerin sayısı daha da çoğaldı. Hz. Nebi çıkıp namaz kıldı, insanlar da onunla birlikte namaz kıldılar. Dördüncü gece olunca mescid o kadar doldu ki İnsanları almadı. Ancak Hz. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem sabah namazına kadar çıkmadı. Sabah namazını kıldırınca insanlara döndü, şehadet getirdi sonra şunları söyledi: "Sizin yaptığınız bana gizli kalmadı. Ancak ben bu namazın size farz kılınmasından ve sonra da bu namazı kılamamanızdan korktum".

 

Hz. Nebi, durum bu halde devam ederken vefat etti.

 

 

حدثنا إسماعيل قال: حدثني مالك، عن سعيد المقبري، عن أبي سلمة بن عبد الرحمن: أنه سأل عائشة رضي الله عنها: كيف كانت صلاة رسول الله صلى الله عليه وسلم في رمضان؟. فقالت: ما كان يزيد في رمضان ولا في غيره على إحدى عشرة ركعة، يصلي أربعا، فلا تسل عن حسنهن وطولهن، ثم يصلي أربعا، فلا تسل عن حسنهن وطولهن، ثم يصلي ثلاثا. فقلت: يا رسول الله، أتنام قبل أن توتر؟. قال: (يا عائشة، إن عيني تنامان ولا ينام قلبي).

 

[-2013-] Ebu Seleme İbn Abdurrahman Hz. Aişe'ye "Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in Ramazan ayında kıldığı namaz nasıldı?" diye sordu.

 

Aişe r.anha. şöyle dedi: Ne Ramazanda ne de diğer zamanlarda on bir rekat'tan fazla kılmazdı. Önce dört rekat kılardı ki bunların güzelliğini ve uzunluğunu sorma gitsin! Sonra dört rekat daha kılardı ki bunların da güzelliğini ve uzunluğunu sorma gitsin! Sonra üç rekat daha kılardı.

 

Ben: Ey Allah'ın Resulü! Vitir namazı kılmadan önce uyuyor musun? Diye sordum.

 

Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu: "Benim gözlerim uyur, ancak kalbim uyumaz"

 

 

AÇIKLAMA:     Bu bölümde Ramazan gecelerini ihya etmekten kasıt mutlak olarak geceleri ibadetle geçirmektir. Nevevî ise burada kastedilenin teravih namazı olduğunu, teravih namazı kılınması durumunda gecenin ihya edilmiş olacağını ancak gecenin yalnızca teravih ile değil başka türlü de ihya edilebileceğini söylemiştir.

 

Bu hadislerden ilk anda, küçük ve büyük tüm günahların affedileceği anlaşılmaktadır. İbnü'l-Münzir bu görüştedir. Nevevî şöyle demiştir: Bilinen odur ki bu yalnızca küçük günahlara özgüdür. İmamü'l-Harameyn bu görüşü benimsemiş, Kadı Iyad da bu görüşü ehli sünnete nisbet etmiştir.

 

Bazıları şöyle demiştir: kişi küçük günahlar işlememişse büyük günahlarının hafifletilmesi de mümkündür.

 

Geçmiş ve gelecek günahların bağışlanması konusunda pek çok hadis bulunmaktadır. Ben bunları müstakil bir kitapta topladım. Gelecek günahların affedilmesi ise şu açıdan problemli görünmüştür: Affetme, öncesinde bir günahın bulunmasını gerektirir. Sonradan işlenen günah henüz ortada olmadığına göre onun affedilmesi nasıl mümkün olabilir? Bunun cevabı, Hz. Peygamberin sallallahu aleyhi ve sellem Allah'tan Bedir savaşına katılanlarla ilgili olarak aktardığı şu sözde bulunmaktadır: "Dilediğinizi yapın, sizleri bağışladım". Cevap özetle şudur: Bu söz, onların büyük günahlardan korunması, bu sayede onların büyük günah işlememesi anlamına gelir. Diğer bir görüşe göre ise bunun anlamı onların günahları, bağışlanmış olarak meydana gelir. Arefe günü oruç tutma ile ilgili hadisi, yani Arefe günü tutulan orucun geçmiş ve gelecek yılın günahına kefaret olacağına dair hadisi Mâverdî bu şekilde yorumlamıştır.

 

Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem) vefat ettiğinde, insanlar teravih namazını cemaatle kılmıyorlardı.

 

İbnü't-Tîn şöyle demiştir: Hz. Ömer cemaatle teravih'in daha güzel olduğu sonucunu Hz. Peygamberin kendisi ile üç gece boyunca bu namazın kılınmasını onaylamasından çıkarmıştır. Hz. Peygamberin daha sonra bunu yapmaması onlara farz kılınması korkusundandır. Buharî'nin Hz. Ömer hadisinden sonra Hz. Aişe hadisini vermesinin sırrı da budur. Hz. Peygamberin vefatı ile teravih namazının farz kılınmayacağı kesin olarak ortaya çıkmış oldu. Bu namazı ayrı ayrı kılmak, toplumun birliğini bozduğu için Hz. Ömer insanların bunu cemaatle kılması görüşünü tercih etti. Ayrıca tek bir imam arkasında toplanmak, namaz kılanların pek çoğu için dinçliğe daha uygundur. Alimlerin çoğunluğu da Hz. Ömer'in görüşünü tercih etmiştir.

 

Mâlik'ten iki rivayetin birine göre, Ebu Yusuf ve bazı Şafiî'lere göre "Farz namaz dışında en faziletli namaz kişinin evinde kıldığı namazdır" sözünün genel ifadesi sebebiyle teravihin evde kılınması daha faziletlidir. Bu hadis, Müslim'in Ebu Hureyre'den rivayet ettiği sahih bîr hadistir.

 

Tahavî mübalağa ederek şöyle demiştir: Teravih namazının cemaatle kılınması farz-ı kifayedir.

 

Ibn Battal şöyle demiştir: Ramazan ayında teravih namazı kılmak sünnettir. Çünkü Ömer bunu Hz. Peygamberin fiilinden almıştır. Hz. Peygamber de bunu farz olma korkusu sebebiyle terk etmiştir.

 

Şâfiîlere göre bu meselenin aslında üç farklı görüş vardır. Bu görüşlerin üçüncüsü şudur: Kur'an'ı ezbere bilen, tembellikten korkmayan, kendisinin cemaate gitmemesi cemaat açısından bir problem oluşturmayan kişinin camide ve evde kılması eşittir. Bu şartların bir kısmını taşımayanların cemaatle kılması daha faziletlidir.

 

Anlaşıldığı kadarıyla Hz. Ömer'in, Ubey'i imam seçmesinin sebebi Hz. Peygamber'in "Cemaate Allah'ın kitabını en iyi okuyan imamlık eder" hadisidir.

 

Bid'at aslında, daha önce bir örneği bulunmaksızın ortaya konulmuş şey demektir. Dinde sünnetin zıddı olarak, yergi anlamında kullanılır. İşin hakikati şudur: Şayet fiil dinde güzel görülen bir prensibin altına sokulabiliyorsa bu güzel, çirkin görülen bir şeyin altına giriyorsa kötüdür. İkisinden de değilse mubahtır. Şu halde bidat beş hükme de konu olur.

 

-Beş hükümden kasıt şunlardır: 1. Vacip (farz), 2. Mendup, 3. Mubah, 4. Mekruh, 5. Haram.-

 

Hz. Ömer'in sözü teravih namazının gecenin sonunda kılınmasının, gecenin başında kılınmasından daha faziletli olduğunu açık olarak ifade etmektedir. Ancak bu söz, teravihi tek başına kılmanın cemaatle kılmaktan üstün olduğu anlamına gelmez.